Gezimizin ilk günü, uçuşumuzun ardından havalimanında bizi bekleyen özel otobüsümüz ile gezimizin ilk durağı olan Madrid’de yapılacak panoramik şehir turuna katılıyoruz. 3,5 milyon nüfuslu Avrupa’nın en kalabalık başkentlerinden Madrid'de ilk olarak Boğa Güreşi Arenası'nı (dışarıdan), Alcala Kapısı ve Bağımsızlık Meydanı'nı, Sibeles Anıtı’nı göreceğiz, burada kentin ünlü caddesi Gran Via “Bienvenido” (Hoş geldiniz) dercesine karşılayacak bizleri, sonrasında Paseo de la Castellana’dan geçerek, Bernabéu Stadyumu’nu, gökdelenlerin yükseldiği Plaza Castilla'yı, Atocha Tren İstasyonu'nu, ünlü Prado Müzesi'ni (dışarıdan) ve Don Kişot ile Sanço Panço’nun heykellerinin yer aldığı Plaza de Espana'yı, Kraliyet Sarayı (dışarıdan), 9 kapılı Plaza Mayor'u gördükten sonra Madrid’in kalbi Sol Meydanı bizleri bekliyor. Burada panoramik şehir turumuzun ardından vereceğimiz serbest zaman sonrası gece konaklama için Madrid'deki otelimize geçeceğiz.

Otelde alacağımız kahvaltının ardından Toledo gezisi için otelimizden ayrılıyoruz. 1560 senesinde II. Felipe imparatorluğunun Başkentini Madrid şehrine taşıyana kadar, döneminin en önemli kültür, ticaret ve askeri merkezi olan Tajo Nehri'nin çevresinde kıvrılarak koruma altına aldığı, UNESCO’nun Dünya Mirası Listesi'ne koyduğu Toledo'da gerçekleştireceğimiz bu gezimizde, ilk olarak şehre kuş bakışı bakıp, muhteşem fotoğraflar çekip, Alcantra ve San Martin Köprüleri ile Bisagra Kapısı'nı gördükten sonra Orta Çağ'ın en önemli ekipmanları olan çelik zırh, kalkan ve kılıçların imal edildiği ve bu alanda haklı bir unvana sahip dünyaca meşhur Toledo Çeliği'nin geleneksel yöntemlerle üretildiği bir fabrikayı ziyaret ederek, harlanmış ateşte çelik ustalarının güçlü çekiç darbeleriyle büyük bir ustalıkla eserlerine şekil verişlerini yakından görecek, çeliğin Endülüs döneminde el işçiliği ile buluşarak Şam İşi olarak ünlenmiş çelik tabaklar ve takılar üzerine 24 ayar altın telinden telkari ustalarının incelikle çıkardığı işçilikleri göreceğiz. Ardından Toledo'nun tarihi sokaklarında zamana bir yolculuk bizleri bekliyor. Şehirde Türkçe ve yerel rehberlerimiz eşliğinde gerçekleştireceğimiz yürüyüş turunda, Toledo'nun tarihi yapılarını, Yahudi Mahallesini, Eski Sinagog ve günümüz Seferad Müzesini göreceğiz. Burada vereceğimiz kısa serbest zamanda misafirlerimiz sadece giriş biletlerini alarak müzeyi yerel ve Türkçe rehberlerimiz eşliğinde gezebilirler, ardından El Greco'nun eşsiz eserleriyle ününe ve zarafetine güzel sanatları da eklemiş Toledo Katedrali'ne ulaşacağız. Katedrali gördükten sonra vereceğimiz serbest zamanda Toledo'nun kendine has lezzeti dünyaca bilinen badem tatlısı mazıpanın tadına bakabilirsiniz, serbest zamanın ardından ise otobüsümüz ile Madrid’deki otelimize döneceğiz.

Roma İmparatorluğu döneminde bölgenin başkenti olan Cordoba’da da bizi ilk olarak Guadalquivir nehri karşılayacak. Tarihi Roma köprüsünün üzerinden yürüyüp, Roma kapısını geçerek kente giriş yapacağız. 2000 yıllık kentin, en görkemli yapısı, dünyanın en büyük camilerinden olan, 850 adet sütun üzerinde yükselen Kurtuba Ulu Camii’ni ziyaret edeceğiz. Kurtuba Camii’nin görkemine tanıklık ettikten sonra durağımız eski sokaklar. Yolumuz üzerinde Cordoba’nın çiçek sokakları, Endülüs mimarisinin tüm inceliğini yansıtan eski han ve Cordoba evleri var. Birbirinden güzel avlulardan geçerken, havuzlarda şırıldayan suyun sesi kulaklarımızı dolduracak, gözlerimiz ise bin bir renk çiçeklerleri seyre dalacak. Son olarak tarihi şehir merkezinde vereceğimiz kısa bir serbest zamanın ardından, Sevilla'ya hareket edeceğiz. Andalucia’nın başkenti Sevilla sıradaki durağımız. Sevilla’da gezimize Plaza de Espana’nın da yer aldığı Maria Luisa Parkı ve Plaza America ile başlayacağız. İspanya İmparatorluğu'nun sömürgelere açılan kapısı Sevilla’da her köşede sömürgelerden elde edilen zenginliğin izlerini görmek mümkün. İçerisinde Cristof Colomb’un mezarı da yer alan, dünyanın en büyük üçüncü katedrali Sevilla Katedrali sıradaki durağımız. Katedralin hemen yanı başında ise Endülüs Emevi Devleti’nin hatırasını taşıyan, katedralin üzerine inşa edildiği camiden günümüze ulaşabilen son parça Hiralda Minaresi’ni göreceğiz. Ardından rehberimiz eşliğinde gerçekleştireceğimiz yürüyüş turumuzda Endülüs ve Hıristiyan ortak mirası mimarisi ile şekillenmiş Kastilya krallarının sarayı Alcazar ve keşiften 19.yy.a kadar Amerika kıtasına yapılan tüm deniz seferlerinin kayıtlarının tutulduğu Hint Arşivleri'nin arasından geçerek "eski" Sevilla olarak adlandırılan Santa Cruz mahallesinin eski dar sokaklarına ulaşacağız. Yürüyüşümüzün sonunda Sevilla Üniversitesinin merkez kampüsü olarak kullanılan, eski tütün fabrikası ve günümüzde deniz müzesi olan Torre del Oro yani Altın Kule’yi gördükten sonra bir zamanların "Çingene mahallesi" Betis'in karşı yakasında vereceğimiz serbest zamanın ardından Sevilla'daki otelimize geçeceğiz.

Sabah Sevilla'dan ayrılarak Granada'ya doğru yola çıkıyoruz. Endülüs’ün incisi Granada denince ilk akla gelen Elhamra Sarayı olur kuşkusuz. Bizimde Granada’da ilk durağımız muhteşem bahçeleri ve inanılmaz güzellikteki süslemeleri ile Elhamra Sarayı olacak. Uzun saray turumuz sırasında hem Beni Ahmer Krallığı’nın harikalarını seyre dalıp, saray çıkışı San Nikolas Tepesi’nden göreceğimiz Granada ile kucaklaşacağız. Şehir bizi bekliyor; eski Arap mahallesi olan Albacin’de, sokak sanatçılarının hoş ezgileriyle dik sokakları arşınlayıp, Morabütün Camii’ni görüp, şehrin ana caddesi Gran Via caddesine ve şehrin alan kralicenin adını taşıyan Isabel de Catholica meydanına ulaşacağız. Kısa bir kahve molası sonrası dışarıdan göreceğimiz Granada Katedrali ve çarşılar bizleri bekliyor. Dileyen misafirlerimiz bu güzel kentin çarşılarında gezerken, dileyen misafirlerimiz ise her köşe başında sizi karşılayan kentin birbirinden güzel meydanlarındaki cafelerinde meşhur tapasları tadabilirler. Granada’nın keyifli akşamlarından kısa da olsa güzel anılarla konaklama için yine Granada'daki otelimize geçeceğiz.

Otelde alacağımız kahvaltının ardından İspanya’nın doğusunda, Akdeniz’in Costa del Azahar sahillerinde bulunan Valencia’ya doğru hareket ediyoruz. Madrid ve Barcelona’dan sonra ülkenin üçüncü büyük şehri olma unvanını kendisinde bulunduran Valenciya tarihi ve kültürel zenginlikleri ile de yeryüzünde mutlaka görülmesi gereken şehirlerin başında gelir. Yaklaşık 5 saat sürecek yolculuğumuzun ardından Valenciya’ya varıyor ve otobüsümüz ile yapacağımız panoramik şehir turunda El Micalet Katedrali, Boğa güreşlerinin yapıldığı arena, Dela Virgen ,Tores De Seranos Katedral ve Çan Kulesi, Mercado Central, Bilim Şehri dışarıdan göreceğimiz yerler arasındadır. Panoramik şehir turumuzun ardından vereceğimiz serbest zaman sonrası ise konaklayacağımız Valencia'daki otelimize geçeceğiz.

Otelde alacağımız kahvaltının ardından yaklaşık 4 saatlik yolculuğun ardından Barcelona’ya varıyor ve Barcelona şehir turumuzu gerçekleştiriyoruz. İspanya'nın İstanbul'u olarak değerlendirebileceğimiz, ülkenin en hareketli ve eğlenceli şehridir. Ilıman iklimi ,sıcakkanlı ve misafirperver insanları, tarihi, mimarisi, binaları , müzeleri, yemekleri ve eğlencesi ile görülesi bir şehir. Plaza de Catalunya’yı limana bağlayan şehrin en popüler caddesi La Rambla, ressamları, müzisyenleri, çiçekçileri ve cafeleriyle çok canlı bir sokak. Sokağın başlangıcında Kristof Kolomb’un heykeli yer alır. Yol boyunca 19. yüzyıldan kalma La Bogueria (Kapalıçarşı) ve opera binası, etrafı tarihi yapıyla çevrili, ortasında büyük bir çeşme bulunan Plaza Real ve Modernist akımın öncüsü mimar Gaudi’nin baş yapıtları Barselona'nın harikalarından sadece örneklerdir. Barselona şehir turumuzda La Sagrada Familia Kilisesi (dışarıdan), Endülüs Arenası, Cristof Colomb Heykeli, Montjuic Tepesi, Kraliyet Sarayı, Olimpic Liman, İspanya ve Catalunya Meydanları, La Ramblas Caddesi’ni görüp, Catalan mutfağından seçme lezzetleri tadacak ve Barcelona'nın en eski yerleşim alanı Gotik Mahalle'nin ara sokaklarında tarifsiz güzelliklere tanıklık edeceğiz. Avrupa'nın en güzel şehri Barselona'nın büyüsü ile geçireceğimiz güzel gezimizi, İspanya Meydanı'ndaki sihirli havuzun dans eden ışıkları ile sonlandırarak, otelimize geçeceğiz.

Sabah Barcelona'daki otelimizden hareket ile tarihi Girona kentini ziyaret edeceğiz ve Hristiyanlık, Müslümanlık ve Museviliğin yüzyıllarca bir arada yaşadığı ve inanılmaz güzellikte eserler bıraktıkları bu güzel şehri gezme şansımız olacak. Orta Çağ’dan kalma mimari yapılarıyla Gerona şehri, Büyük Katedrali ve Yahudi mahallesi görülecek, ardından dünyanın en ünlü ressamlarından Salvador Dali’nin doğduğu Figueras kasabası ve inanılmaz güzellikteki Dali Müzesi şehirde ziyaret edeceğimiz noktalar olacak. Barcelona'da dünüşte vereceğimiz serbest zaman ve akşam yemeği sonrası otelimize dönüş yapacağız.

Otelde alacağımız kahvaltının ardından Barcelona şehir merkezinde dönüş uçuşumuzun saatine uygun olarak bir serbest zaman vereceğiz. Serbest zamanın ardından rehberimizin belirteceği saatte buluşarak havalimanına doğru hareket ediyoruz. Varışımızın ardından bir başka Samba Turizm organizasyonunda buluşmak üzere vedalaşıyor ve İspanya'nın unutulmaz anıları ile sizleri yolcu ediyoruz…